Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 1. Ulusal Havacılık Şurası'nın sonuçlarını açıklayarak, Türkiye'nin küresel havacılık ekosisteminde lider olmasını hedefleyen 16 stratejik başlık ve 65 projeyi duyurdu. Şura'da, altyapıdan teknolojiye, güvenlikten çevreye kadar geniş bir yelpazede konular ele alındı. Özel sektör ve kamu kurumlarının iş birliğiyle oluşturulan bu yol haritası, sivil havacılık sektörünün gelecek 10 yılını şekillendirecek önemli adımlar içeriyor. Bakan Uraloğlu, Türkiye'nin avantajlı coğrafi konumunu ve artan hava yolu ulaşım talebini vurgulayarak, bu projelerin sektörün büyümesini ve uluslararası rekabet gücünü artıracağını belirtti. 21-22 Şubat'ta yapılan yol haritası çalışmaları, 24 Şubat'taki karar konferansında kamu ve özel sektör temsilcileri tarafından değerlendirilerek, öncelikli projeler belirlendi. Bu stratejik plan, Türkiye'nin havacılık sektöründe küresel bir güç haline gelmesini hedefliyor. Uzun vadeli hedefler arasında uçak sayısının artırılması, pilot ve hava trafik kontrolörü sayısının yükseltilmesi ve hava ulaşım anlaşmalarının genişletilmesi yer alıyor.

Sektörün Büyümesi ve Hedefler

2002'den bu yana hava yolu ulaşımında yaşanan büyük gelişmelere dikkat çeken Bakan Uraloğlu, yolcu sayısının 34 milyondan 230 milyona, aktif havalimanı sayısının 26'dan 58'e yükseldiğini açıkladı. Hava aracı sayısı üç kat, havayolu işletmelerindeki uçak sayısı 3,5 kat, koltuk kapasitesi 5 kat ve kargo kapasitesi ise 8 katın üzerinde arttı. Sektörün cirosu ise 2,2 milyar dolardan yaklaşık 30 milyar dolara ulaşarak 14 kat artış gösterdi. Bu büyümeyle birlikte, sektörel istihdam da 65 binden 320 bine yükseldi. Bu başarılar, İstanbul Havalimanı'nın Avrupa'da ikinci, dünyada yedinci en büyük havalimanı olması ve kargo taşımacılığında Avrupa'da birinci olmasıyla da destekleniyor. Antalya Havalimanı'nın kapasitesinin 82 milyona çıkarılması ve Esenboğa Havalimanı'nın 3. pistinin tamamlanması gibi projeler de sektörün geleceği için önemli adımlar olarak gösteriliyor. Türkiye, 175 hava ulaşım anlaşmasıyla dünyada en çok anlaşmaya sahip ülkeler arasında yer alıyor ve bu sayının 193 ICAO üyesine ulaşması hedefleniyor.

Yerli ve Milli Teknolojiler

Havacılık sektöründe yerli ve milli teknolojilerin önemine vurgu yapan Bakan Uraloğlu, uçuş operasyonlarında kullanılan yazılım ve cihazların yerlileştirildiğini belirtti. "İRADE" adlı interaktif radar analiz ve veri ekranı sistemi, hava trafik kontrolünde kullanılan yerli yazılımlar arasında yer alıyor. Türk mühendislerce geliştirilen "MGR" adlı sivil gözetim radarı ve 40'tan fazla havalimanında kullanılan "ÇARE" sistemi gibi yerli teknolojiler, havacılık sektöründe dışa bağımlılığın azaltılmasına katkı sağlıyor. TÜBİTAK işbirliğiyle geliştirilen Dijital Hava Trafik Kontrolörü Kalkış Müsaadesi (EFS/DCL) Sistemi de verimliliği artırarak önemli tasarruf sağlıyor. Bu yerli ve milli teknolojiler, aynı zamanda uluslararası pazarda rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Sivil havacılık sektöründeki bu gelişmeler, Türkiye'nin teknolojik altyapısını da güçlendiriyor. Bu teknolojik gelişmeler, Türkiye'nin sivil havacılık alanında daha bağımsız ve sürdürülebilir bir geleceğe sahip olmasını hedefliyor.

16 Stratejik Başlık ve Gelecek Planları

Şura'da belirlenen 16 stratejik başlık arasında sivil havacılık mevzuatının geliştirilmesi, personel açığının kapatılması, Avrupa Birliği ve diğer pazarlara yönelik trafik haklarının elde edilmesi, hava sahasının emniyetli kullanımı, bakım merkezi olma hedefi, havalimanı kapasitelerinin artırılması, modlar arası bağlantıların güçlendirilmesi ve insansız hava araçları için düzenleyici çerçeve oluşturulması yer alıyor. Ayrıca, sivil havacılık eğitim sisteminin geliştirilmesi, turizme katkı sağlamak için alternatif destinasyonlar oluşturulması, dijitalleşme ve entegrasyon çalışmaları, yakıt verimliliği ve karbon kredilendirme, hava kampüslerinin oluşturulması, hava taksi hizmetlerinin kolaylaştırılması ve teşvik mekanizmaları da stratejik hedefler arasında bulunuyor. Bu 16 stratejik başlık, Türkiye'nin sivil havacılık sektöründe 10 yıllık bir vizyonu temsil ediyor ve sektörün sürdürülebilir büyümesini hedefliyor. Bu kapsamlı plan, Türkiye'nin küresel havacılık arenasında daha da güçlü bir konuma gelmesini sağlayacak.